6 Ocak 2012 Cuma

AŞKIN GURURU OLABİLİR Mİ?

Bazı olaylardan, kaçarak kurtulamaz insan. Çünkü nereye gidersen git kalbin ve aklın seninle gelir. İnsanın acıdan kaçması ve kendini kandırması geçmişi unutmaya çare değildir. Pişmanlıkların götüreceği yer, yine seni geçmişindir.
           Reşat Nuri Güntekin’in en güzel romanlarından biri olan ‘Çalıkuşu’ Feride isimli bir genç kızın hayat hikâyesini anlatır. Feride hareketli, yaramaz ve aynı zamanda hiçbir zaman dışarı vurmasa da duygusal bir kızdır. Üç yaşına kadar Musul’da yaşamış olan Feride, kuraklıktan sonra Karbela’ya göçmüştür. İstanbul’a göçmeden önce, altı yaşındayken annesini kaybeder. Bunda sonra Feride Teyzesiyle birlikte yaşamaya başlar. Yeni akrabalarıyla tanışan Feride, burada yaramazlıklarını sürdürür. Yalnız teyzesinin oğlu olan Kamuran’a karşı çekingenliği vardır. Kamuran ağırbaşlı ve uslu, Feriden de yaşça büyüktür. Feride on sene boyunca okuyacağı Sör Mektebine yazılır. Okulda yaramazlıklarına devam eden Feride, bu yüzden arkadaşlıklarından ayrı bir şekilde oturtulmuştur. Feride teneffüslerde okullardaki ağaca tırmanır. Daldan dala atlarken, bunu gören muallim ‘Bu kız insan değil, çalıkuşu diye bağırmış bir gün. Ve o günden sonra Feride’nin adı Çalıkuşu olarak kalmıştır. Kamuran ve Feride birbirlerini seviyorlardır. Ve bir süre sonra nişanlanırlar. Feride, Kamuran’ı çok sevmesine rağmen ona karşı çekingendir. Ve Kamuran’dan sürekli kaçıyordur. Kamuran memuriyetini yapmak için Avrupa’ya gitmek zorundadır. Yalnız bu ayrı kalma süresi ikisi içinde çabuk geçer. Düğüne üç gün kala beklenmedik bir olay yaşanır. Ve Feride için hayat bundan sonra başlayacaktır. Kamuran’ın kendisini aldattığını öğrenen Feride hemen evi terk eder. Kendi hayatını kazanmak için Anadolu’ya gitmeye karar verir. Feride bir süre annesinin dadısı olan Gülmisal Kalfa’nın evinde kalır. Bir buçuk yıl beklemeden sonra Bursa’nın merkezinde Coğrafya ve Resim öğretmenliğine tayin edilir. Hayat tuzaklarını örmeye başlamıştır. Feride bu görevden müdürün ısrarcı tavırları ve öğretmenin ağlayışları ile hazırlanan bir tuzağa düşerek istifa eder ve Zeyniler Köyünde öğretmenlik yapmaya başlar. Bu yer doğru dürüst yeri olmayan, hatta okulu bile ahırdan bozma bir yerdir. Feride hiç sevmediği bu yere alışır. Öğrencileriyle iyi ilişkiler kurar. Öğrencilerinin arasında Munise adlı genç bir kızı daha çok seviyordur. Feride kaderin önünde bir yaprak misali oradan oraya sürüklenirken, hayat hakkında daha fazla tecrübe ediniyordur. Gittiği her yerde dikkat çeken ve çok güzel bir kadın olan Feride, kadın olmanı zorluğunu yaşıyordur yalnız yaşayan her kadın gibi. Feride’yi kızı gibi seven Hayrullah Bey, onunla beraber yaşadığı için halk tarafından hoş olmayan dedikodulara maruz bırakılır. Bu dedikoduları önlemek için Hayrullah Bey, Feride ile evlenmek zorunda kalır. Feride’nin günlüğünü okuyan Hayrullah Bey Feride’nin Kamuran’ı çok sevdiğini anlar. Ve onları birleştirmek için bir mektup yazıp, mektubun içine Feride’nin günlüğünü de koyar. Ve Feride’ye Kamuran’a iletmesi için bir mektup verir. Feride İstanbul’ gittiğinde Kamuran’ı ne kadar çok sevdiğini anlar. Kamuran’da Feride’nin verdiği mektubu okuyunca gerçeği öğrenir. Yaşadıkları bunca acıya ve mücadeleye rağmen, bu hikâye mutlu sonla biter. Ve Feride ile Kamuran evlenirler.
                 Her aşkın sonu mutlu bitmese de ortada yaşanan gerçek bir aşk varsa, bütün engelleri aşar bu hikâyede olduğu gibi. Aşk vefasızlığı affetmese de aşkın gururu olamaz. Vazgeçmek kolay değildir, eğer ortada yaşanan gerçek bir aşk varsa…  Sezen Aksu ‘Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk’ diye söylüyor bir şarkısında. Aşk için mücadele etmeye değer. Aşk  vazgeçememektir  bence bu şarkıda anlatıldığı gibi.
YAZAR: SEMA YILDIRIM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.