21 Aralık 2011 Çarşamba

en büyük günahların sebebi aşk olmuyor mu çoğu zaman?

          İnsanoğlunun içinde her türlü kişiliğin olduğu bir gerçek. Saf, kurnaz, zalim, bencil. Bence kişilik, insanın ne olmak istediği ile ilgili ve hayattaki duruşunun nasıl olması gerektiğine karar vermesiyle zamanla gelişen bir olgu. Değer yargılarımız, vicdanımız kişiliğimizin oluşmasında belirleyici iki önemli unsur.
           Geçenlerde izlediğim bir filmde 1560-1614 yılları arasında yaşamış olan Macar Kontesi Elizabeth Bathory’nin hayatı anlatılmaktaydı. 14 yaşında nüfuslu bir Lord’la evlenen Elizabeth kendisinden oldukça genç olan Istvan’a aşık olur. Ve bu gençle tutku dolu bir aşk yaşamaya başlar. Ama mutlulukları kısa sürer. Babası, oğlunu bu kadından ayırmak için planlar yapar. Elizabeth’e göre Istvan ona duyduğu aşktan vazgeçmiştir. Bu acı onun hayatını önemli bir şekilde etkiler. Mutluluğu bir anda bulmuş ve kaybetmiştir.40 yaşında olan Elizabeth, gençliğini ve güzelliğini kaybetme korkusuyla birçok genç kızın hayatına kıymıştır. Bir gün hizmetkârı olan genç kız, onun saçlarını tararken, canını acıtmasından dolayı ona öyle bir tokat atmıştır ki genç kızın yüzünden düşen bir damla kan, Kontes’in ellerine düşmüş ve olaydan sonra kanın kendisini gençleştirdiğine dair takıntılı bir düşünce beynine yerleşmiştir.
              Kocasında aradığı sevgiyi bulamayan ve aşığı tarafından terk edilen Kontes, yaşadığı bu mutsuzluk sonucu daha zalim biri olmaya başlamıştır. Gittikçe akıl sağlığını kaybeder. Yaşlanma ve kocası öldükten sonra yaşadığı ölüm korkusu, ona yüzlerce bakire bayanı öldürtüp, kan banyosu yaparak genç kalma düşüncesi fikri, saplantılı bir düşünce halini almıştır.
              Filmi izlediğimde, aşkın bir insanı nasıl değiştirebileceği ve aşksızlığın insanın doğasında olan bencilliği ortaya çıkardığına tanık oldum. Bu hikâyede Kontes’i yaptığı saplantılı cinayetlerden dolayı haklı bulmuyorum. Ama öyle olmuyor mu gerçek hayatta da? En büyük günahların sebebi aşk, kıskançlık, sevgisizlik değil mi birçoğumuzun hayat hikâyesinde olduğu gibi?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.